Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmalarında yaptığı sorgulamalarla Batı’yı sarsıyor, rahatsız ediyor. “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek Batı’nın egemenliğini sorguluyor. Doğu-Batı arasındaki gelir uçurumunu dile getirerek gelir adaletsizliğini sorguluyor. Faize dikkat çekerek kapitalizmi sorguluyor. “Afrika” diyerek sömürüyü, “Suriye, Mısır” diyerek vicdanları, “Filistin” diyerek Batı’nın yapmacık değerlerini sorguluyor. Terörle mücadeledeki çifte standardını Batı’nın yüzüne cesaretle çarpıyor. Batı’nın, “Demokrasi, insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü” gibi iddialarında ne kadar sahte olduğunu somut delilleriyle gösteriyor, maskeleri düşürüyor.
2014 yılında, Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Erdoğan Amerika Kıtası’nı Müslümanların keşfettiğini dile getirmişti. Aslında yeni de olmayan bu iddia, Batı medyasında çok geniş yer aldı ve günlerce konuşuldu.
Uluslararası medya, Erdoğan’ın bu iddiasıyla, Batı bilim tarihini ve Batı uygarlığını sorguladığının farkındaydı. Batı’nın şimdi de Müslüman bir lider tarafından, hırsızlık ve intihal üzerine kurulu bilim tarihinin; yağmacılık, sömürü ve katliam üzerine bina edilmiş uygarlığının sorgulanmasına elbette tahammülü olamazdı. Batı’nın geleneksel refleksi, yani Engizisyon Mahkemeleri devreye girdi ve Erdoğan bu çıkışıyla, bu sorgulamasıyla da medya giyotinlerinde infaz edilmek istendi.
Batılı medya ve bilim çevrelerinin Erdoğan’ın bu sorgulamasına tepki vermesi son derece doğal; ancak Türkiye içinde de ezik, kompleksli, 2 sayfa makale okumaktan aciz, Batı karşısında yenilgiyi içselleştirmiş, Batı hayranı ve bütün eğitim süreçleri Batı’nın bilim ve tarihiyle şekillenmiş ruhlar da Erdoğan’ın Amerika Kıtası’nın Müslümanlarca keşfi iddiasıyla kendi küçük akıllarınca dalga geçtiler.
Recep Tayyip Erdoğan, bütün siyasi hayatı boyunca en çok da bu ezikliğe, bu komplekse karşı mücadele vermiş ve vermekte olan bir lider. Erdoğan, “inanıyorsanız üstünsünüz” şuurunu aşılamak için, Türk ve İslam tarihinin, ilminin ve medeniyetinin ihtişamını hatırlatmak ve o ihtişamı yeniden uyandırmak için, hem de sadece Türkiye’de değil, tüm İslam coğrafyasında dirilişi yeniden başlatmak için yılmadan, yorulmadan kavga veren bir lider.
İşte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset alanında verdiği bu mücadele ve kavgayı, önceki gün Rahmet-i Rahman’a vuslat eden Prof. Dr. Fuat Sezgin hoca, bilim ve akademi alanında yaklaşık 80 yıl verdi.