Belediyelerde bir başkan olmasa dahi oturmuş bürokrasi sayesinde rutin işler tıkır tıkır yürür. Personeli yönetecek, örneğin bir genel müdür atandığında, çöpler yine toplanır, sokaklar temizlenir, sular akar, imar işleri devam eder.
Seçilmiş belediye başkanının atanmış genel müdürden farkı şudur: Gücünü ve yetkisini doğrudan milletten alır, 5 yıllık görevi sonrasında da hesabını millete verir. Dolayısıyla başkandan beklenen, risk alması, fırsatları değerlendirmesi, projeler yapması, rutinin ötesine geçerek şehrin sorunlarını çözerken şehre yenilikler eklemesidir. Ayrıca seçilmiş başkan 5 yıl sonra milletin huzurunda hesap vereceği için bir rekabetin de içindedir ve rakiplerinden daha iyi bir performans sergilemesi, ortaya bir vizyon koyması gerekir.
Mansur Yavaş’ın Ankara’da 5 yılı doluyor. Geride kalan 5 yıla baktığımızda, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin başında bir başkanın varlığından söz etmek zor. Yani Mansur Yavaş olmasa da Ankara zaten böyle yönetilirdi. 5 yılda ortaya bir fark konulmadı, rutinin dışına çıkılmadı, Ankara bir yenilikle, yeni bir projeyle, ek bir belediye hizmetiyle tanışmadı.
Mansur Başkan seçim sahasına “Az Laf Çok İş” sloganıyla...