Çok çabuk unutulmuş olabilir; ayrıca gençler değerini tam olarak kavrayamamış da olabilir: Son 16 yılda Türkiye’de devrim niteliğinde reformlar yapıldı.
Örneğin 10 yıl önce üniversitelerde başörtüsü yasağından şikâyet ediyorduk; bugün TSK’da, Jandarma’da, Emniyet Teşkilatı’nda, mahkeme kürsülerinde başörtülü çalışanlar var.
Dün “Kürt” kelimesini bile telaffuz etmek rahatsızlık oluşturuyordu; bugün devlet Kürtçe kitap basıyor.
Dün imam hatip okulları, üzerlerindeki baskı nedeniyle kapanma noktasına gelmişlerdi; bugün imam-hatipler Türkiye’nin en prestijli eğitim kurumlarına dönüştüler.
Dün örneğin Dersim’e Dersim demek imkânsızdı; bugün Dersim’e Dersim demek bir yana, orada yaşanan katliamı serbestçe konuşabiliyoruz.
Dün ilkokul çocuklarına okul bahçelerinde 1940’ların faşist atmosferinden kalma ırkçı, ayrıştırıcı, ötekileştirici sözlerle format atılıyordu; Türkiye bugün bunu dahi aştı.