Türkiye içindeki bir kısım Kürtler ve onlarla birlikte az bir kısım Türkler, Kuzey Irak’ta Kürt devleti kurulmasını “doğal bir hak” olarak görüyorlar.
“Devlet Kürtlerin doğal bir hakkıdır” diyorlar. “Sizde olanı başkasına niye layık görmüyorsunuz” diyorlar. “Bizim niye bir devletimiz yok, bizim de bir devletimiz olsa” diyorlar…
Bu argüman ister istemez Devlet Bahçeli’nin 2011 seçimlerindeki “püskevit” konuşmasını hatıra getiriyor: “Evinizde çocuklar, televizyonun karşısına dizilmiş oturuyorlar, Karşınızda reklamlara çıkan çocukların ellerinde çikolatalar, püskevitler, birbirlerine ikram ediyorlar, birbirleriyle yiyorlar, şakalaşıyorlar. O çocuk aklından geçiriyor: Benim de bir çikolatam olsa, benim de bir püskevitim olsa diyor. ‘Anne bana niye almıyorsunuz?’ diyor, ‘bizde niye yok?’ diyor!”
Kuşkusuz “püskevit yeme hakkıyla” “devlet kurma hakkı” aynı şeyler değildir. Hatta, “devlet kurmak” bir hak bile değildir.
Üzerinde yaşadığı toprağı bağımsız bir vatan haline getirenler, egemenlikleri için direnenler, mücadele edenler ve zafer kazananlar devlet kurarlar. Devlet “doğal bir hak” olarak yansıtılamaz; alınamaz, verilemez. Masa üzerinde, haritalarla oynayarak, büyük planların dahilinde ve arkasına büyük güçleri alarak ilan edilenler “devlet” değil, olsa olsa “devletçik”tir, “devletimsi”dir, solukları uzun olamaz.
İçinde yaşadığımız coğrafyanın 1 asır önce yaşadığı büyük felaketi görmezden gelip, “devlet bizim de hakkımız” masalıyla bir milleti maceraya sürüklemek sadece akıl tutulmasıdır.