15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 2,5 yıl geçti. ABD ve Avrupa, darbe girişiminin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından yapıldığını görmek, buna inanmak istemiyor. ABD’nin maşası olan FETÖ’nün darbe girişiminde başarısız olmasını hem ABD hem de Avrupa en başından itibaren içine sindiremiyor. İçine sindiremediği için de darbe girişimi ile FETÖ arasındaki bağlantıları görmezden gelmekte ısrar ediyor.
Darbenin Fetullahçılarca yapıldığından kimsenin şüphesi yok. Hukuki anlamda da bu irtibatı ispatlayan yüzlerce, belki binlerce somut delil var. Hangi birini sayalım: Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Harun Biniş ve Nurettin Oruç’un 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde bulunmaları, FETÖ’cü eski Emniyet Müdürü Mithat Aynacı’nın Vatan Caddesi’nde bir tankın içinden çıkması, Levent Türkkan’ın itirafları, Hulusi Paşa’ya “sizi önderimizle görüştürelim” önerisi, üst düzey tüm subayların FETÖ ile açık irtibatları… Bu delillere geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi: Hakan Çiçek’in telefonunun Pensilvanya’da Gülen’in malikanesinde ve FETÖ’cülerin toplandığı Masal Cafe’de sinyal verdiği ortaya çıktı.
Her şey apaçık olmasına rağmen Avrupa FETÖ’yü korumayı sürdürüyor; ABD ise 2,5 yıl boyunca Fetullah’a tek bir soru dahi yöneltmedi. FETÖ de arkasındaki bu gücü kullanarak darbeyle irtibatı olmadığı yalanıyla kendisini savunmaya çalışıyor.
Pastör Brunson’ın tahliye edilmesiyle Türkiye-ABD ilişkilerinde bir yumuşama oldu. Bu yumuşama, çok cılız da olsa, Trump’ın FETÖ’yle ilgilenmesini beraberinde getirdi. Trump ile Amerikan Devleti arasındaki uyumsuzluk ya da Trump’ın Suriye’den geri çekilme konusundaki zikzakları dikkate alındığında köklü bir çözüm beklenmese de Türkiye var gücüyle bastırıyor. ABD’den bir heyetin Ankara’ya gelip delilleri görmesi, sunum alması bile önemli bir gelişme.
Türkiye’nin ABD’yi sıkıştırması karşısında FETÖ’nün de yeni bir taktiğe başvurduğu görülüyor: “TAK” taktiği…
TAK, PKK’nın taşeron örgütü. PKK, sempatizanlarının ya da Batı’nın tepkisini çekecek eylemleri TAK’a yaptırıyor ya da bu tür eylemler olduğunda sorumluluğu TAK’a yükleyip kenara çekiliyor. 16 Temmuz 2005’te Kuşadası’nda turistlere saldırıdan başlayarak TAK şehirlerde çok kanlı terör saldırılarına imza attı. Ankara ve İstanbul’da onlarca sivil bu saldırılarda hayatını kaybetti. PKK, “bizim ilgimiz yok, kendi inisiyatifleriyle yapıyorlar” diyerek sivil katliamlarını üstlenmedi. Saldırıları yapan teröristlerin PKK ile doğrudan irtibatlı oldukları ise delilleriyle ispatlandı.