Propaganda kitleleri ikna etmez; ikna olmaya meyilli kitlelere gerekçe verir.
Örneğin “Öcalan’ın mektubu TRT’de okundu” ya da açılım süreci üzerinden veya şahısların bağlamından koparılmış cümlelerini sıkça servis ederek AK Parti’yi terörle irtibatlı gösteremez, AK Parti seçmeninin tercihini değiştiremezsiniz. Seçmen sürece bakar, sonuca bakar, yok olma noktasına gelmiş terör eylemlerini görür ve kara propagandaya aldırmadan yoluna devam eder.
Aynı durum CHP için de geçerli. İktidar CHP’yi terörle irtibatlı gösterdiğinde de muhalif seçmenin tercihi sadece retorik üzerinden değişmez. O da sürece ve sonuca bakar, kararını öyle verir.
Kılıçdaroğlu’nun “kırsalda tek televizyon kanalı çekiyor”, “bizi sabah akşam terörle irtibatlı gösterdiler” ya da “montaj video yayınladılar” türünden sızlanmalarının bir karşılığı yok. Eğer siz terörle irtibatlıysanız seçmen bunu görür; değilseniz, ne kadar propaganda yapılırsa yapılsın, seçmen irtibatlı olmadığınızı da görür.
14 ve 28 Mayıs seçimleri öncesindeki manzarayı hatırlayalım:
CHP, PKK ve FETÖ iltisakları nedeniyle ihraç edilen KHK’lıları iade edeceği vaadini...