Bundan 7 yıl önce, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış Fetullahçı Terör Örgütü militanları darbeye yeltendiler. Allah ayaklarına dolaştırdı.
16 Temmuz 2016 sabahı tüm ülke çok yoğun ama bir o kadar da karmaşık duygular içindeydi.
Korkmuştuk. Sünepe, sinsi bir örgüt milli iradeye kastetmiş, TBMM’yi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni, MİT’i, Emniyet’i havadan bombalamış, Cumhurbaşkanı’na suikast girişiminde bulunmuş, Ankara ve İstanbul’da sivillere ateş açmıştı. Darbe bildirisini TRT’de okutabilmişlerdi. Halk, TBMM, polis ve asker kahramanca direnmese başarılı olacaklar, ülkeyi derin bir karanlığa sürükleyeceklerdi.
Sevinçliydik. Darbe başarısız olmuştu. Millet kazanmıştı. Türkiye uçurumun kenarından dönmüştü. Büyük bir zafer elde edilmişti.
Hüzünlenmiştik. 251 masum insanı şehit etmişlerdi. İçlerinde çok değerli dostlarımız, tanıdıklarımız da vardı. Sevgili Erol Olçok ağabeyi, oğlu Abdullah Tayyib’i, Halil Kantarcı’yı, Mustafa Cambaz’ı, İlhan Varank’ı, her biri birbirinden iyi, birbirinden güzel 251 kişiyi aramızdan almışlardı.
Öfkelenmiştik. Dişlerimizi, yumruklarımızı sıkıyorduk. 40 yıldır sinsice büyüyen, paralel bir devlet haline gelen, ruhunu...