Aydın Ünal Yeni Şafak Gazetesi

Londra’da ‘Asım’larla iftar

Topraklarımızdan yurtdışına ilk kez 1830 yılında talebe gönderilmiş. O tarihten beri de her yıl çok sayıda öğrenciyi, ağırlıkla Batı ülkeleri olmak üzere yurtdışına tahsil...

19 Haziran 2017 | 2.723 okunma

Topraklarımızdan yurtdışına ilk kez 1830 yılında talebe gönderilmiş. O tarihten beri de her yıl çok sayıda öğrenciyi, ağırlıkla Batı ülkeleri olmak üzere yurtdışına tahsil için gönderiyoruz.

Yurtdışında tahsil gören öğrencilerin bir kısmı geri dönmezken, geri dönenler de Osmanlı’nın ve Türkiye’nin batılılaşmasında ve modernleşmesinde kritik rol üstlenmişler. Gerek Osmanlı’da, gerek Türkiye Cumhuriyeti’nde, ağırlıkla yurtdışında tahsil görmüş öğrenciler üzerinden yürüyen Batılılaşma ve modernleşme hareketlerinin ne kadar çarpık ve hastalıklı olduğunu hepimiz bizzat görüyor ve yaşıyoruz.

Yurtdışındaki öğrencilerimize ilişkin bu tartışma, edebiyatımızda iki sembol isim üzerinden de yapılmış: Tevfik Fikret’in oğlu Haluk ve Mehmet Akif’in hayalindeki nesli temsil eden Asım…

Tevfik Fikret, oğlu Haluk’u İskoçya’ya gönderirken beklentileri çok yüksektir. Oğlunun orada san’at, fen öğreneceğini, itimat, itina, cesaret, ümid edineceğini, sonra da dönüp yurdunu aydınlatacağını ummaktadır. Ne var ki haluk İskoçya’dan ABD’ye geçer, orada din değiştirip Hristiyan, hatta papaz olur ve orada öylece ölür.

Yurtdışına tahsile giden öğrencilerin hepsi de elbette Haluk gibi değildir. Ama çoğu, gittikleri ülkeye hayranlık duyar, iflah olmaz bir aşağılık kompleksine düçar olur; başta Türkçe olmak üzere, Türkiye’ye ait ne varsa hepsinden uzaklaşır. Türkiye, “geri dönmek ve yaşamak zorunda oldukları ülke” yani “gidemeyenlerin ülkesi” haline gelir. Batı’da tahsil görmüş olmayı bir ayrıcalık, üstünlük, bir aydınlanma hali görürler ve halka tepeden bakmaya, kimi zaman da halktan tiksinmeye başlarlar. “Züppe” kelimesi, tam da toprağına yabancılaşmış bu kimlikleri tarif eder.

Mehmet Akif’in Asım’dan beklediği ise, “garbın ilmini alması, ahlakından uzak durması”dır. Asım, Berlin’de eğitim görür ama vatan savunması söz konusu olunca Çanakkale’ye koşar gelir ve orada şehit olur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın 22 Kasım 2024 | 111 Okunma Öcalan çıkmayacak, Cumhur’da sorun yok 18 Kasım 2024 | 514 Okunma Zemin kayıyor, farkında mıyız? 15 Kasım 2024 | 2.826 Okunma Mansur Yavaş için yol ayrımı 11 Kasım 2024 | 987 Okunma Boykot ve iktidar 08 Kasım 2024 | 208 Okunma