Yerel seçime artık sayılı günler kaldı. Kuşkusuz bu bir “beka” seçimi değil. Çöpleri kimin toplayacağına, sokakları kimin temizleyeceğine, suları kimin akıtacağına, toplu taşımayı kimin işleteceğine karar vereceğiz. Şehirlerimizi daha güzel, daha güvenilir, daha huzurlu hale getirecek adaya mührü basacağız.
Türkiye’de seçmen oyunu son derece bilinçli şekilde verir. Kimileri, kendisine oy vermeyen seçmeni “cahil”, “eğitimsiz”, “çıkarcı” diyerek aşağılamayı adet edinmiş olsa da, halk, engin basireti, derin hikmeti, kirlenmemiş zihni, duru aklıyla her seçimde iyiyi kötüden ayırmayı bilir ve en güzel tercihi yapar. Genel seçimde de yerel seçimde de seçmen, önüne farklı pusulalar konulmasına rağmen, her birinde en hassas değerlendirmeyi yaparak oyunu kullanır ve sosyologları, siyaset bilimcileri şaşırtacak bir sonucu, bir dengeyi ortaya koyar.
Seçime az bir süre kaldı ve seçmenin zihni çok büyük oranda netleşti. Yine de biz bazı hatırlatmaları yapalım:
Öncelikle, seçime katılım önemli. “Nasıl olsa yerel seçim”, “nasıl olsa şu kazanacak”, “nasıl olsa hiçbir şey değişmeyecek” gibi bahanelerle sandığa gitmemenin sorumluluktan kaçmak olduğunu, vebali olduğunu...