Hemen söyleyelim: Amerika, İngiliz-Siyonist medeniyetinin ürünüdür. İngiltere’nin daha gelişmiş, bir üst modelidir. Dün Nemrut veya Firavun ne yaptıysa, hangi yolu takip ettiyse; bugün Amerika da aynı şeyi yapıyor.
Doğrudur, bugün, Amerika güçlüdür. Fakat ‘güç’ denilen şey, kimsenin elinde sonsuza dek kalmaz. Osmanlı da güçlüydü. Fakat Amerika gibi güç zehirlenmesi yaşamadı.
İki devletin ‘gücü’ arasındaki temel fark şudur: Osmanlı gücünü hissettirmeyi, Amerika gücünü göstermeyi tercih etmiştir. Bir diğer fark ise budur: Osmanlı kader birliğinin, Amerika ise işbirliğinin neticesidir.
Amerika, Osmanlı Devleti’ni yok saymış, tarih sahnesinden çekilmesini sağlamak için elinden geleni yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı da aynı yaklaşımı sergilemektedir.
Milletimizin Amerika’yı tehlike olarak görmesi, elbette boşuna değildir. Amerika’nın ülkemize yaptığı fenalıklar saymakla bitmez. Sicili oldukça kabarıktır. Şimdi burada, uzun uzadıya, hepsini yazacak değiliz. Fakat yaptıklarını görmezden gelecek de değiliz. En iyisi, Ermeni meselesiyle başlayalım.