Camiler, bizim için birer tapu senedidir, nişandır. Vatan toprağının kaymasına karşı dikilmiş ağaçtır. Müslüman Türk varlığını daha sağlam hale getirmek için çakılmış çividir.
Bundan dolayı, şunu mutlaka söylememiz gerekiyor: Camiler, dolsun diye değil, olsun diye yapılmış veya yaptırılmıştır. Camiler sayesinde, İstanbul bizim olmuştur. Öyle ki, Mütareke’de, düşman İstanbul’a gelmiş ama bu şehirde tutunamamıştır.
İstanbul’un en kıymetli camisi, bana kalırsa, Ayasofya’dır. Atalarımızdan bir hatıradır, ecdat yadigârıdır. Tarihi bir yapı olmasının yanı sıra, haçtan kurtarılmıştır.
Ayasofya, kutlu bir müjdenin adıdır. Turizmin değil, fethin sembolüdür. Fatih’in emanetidir. Hiç tartışmasız Müslümanların hakkıdır.
Bu söylediklerim, bazılarına ağır gelebilir. Gelmesin.