Bu köşede, kendi adıma yapmaya çalıştığım şey, sağlam bir duruş ve yüksek bir tarih şuuru kazandırmak oldu, oluyor.
Tarihini bilen insanlar, yaşadıkları topluma ve topraklara derin bir bağlılık duyarlar. Vatan ve millet sevgisinin ne demek olduğunu bilirler. Vefa duyguları gelişir.
Bugüne kadar, bazı şeylerin hakkını tam anlamıyla verdiğimizi söyleyemeyiz. Mesela, şehirlerin caddelerine, parklarına, kültür merkezlerine Aliya İzetbegoviç ismini veriyoruz ama Balkan edebiyatı ile ilgili yayınlara gereken ilgiyi göstermiyoruz.
Neredeyse her şehirde bir meydana Başçarşı’daki sebilin bir kopyasını inşa ediyoruz ama Balkan tarihine, siyasetine ve bu ülkelerdeki gelişmelere gereken ilgiyi göstermiyoruz.
Sadece heyecanın yeterli olmadığı, bu heyecanın bilgiyle takviye edilmedikçe geçici olduğu, bilinen bir gerçektir.
Bir de bu: Emek israfı hayli yaygın. Liyakat ve ehliyet gibi değerler, ilişkilerin gerisinde kalıyor. Artık, yapılan işlere değil, kurulan ilişkilere dikkat ediliyor. İlişkileriniz sağlamsa, işinizi iyi yapıp yapmadığınızla ilgilenen pek yok. Durum bu olunca, işinin hakkını verenler, hakkını alamaz oluyor.