Doğu ve Güneydoğu illerimizde, dün olduğu gibi, bugün de bazı oluşumlar gerçekleştiriliyor, milletimizin birlik ve beraberliği aleyhine olacak projeler üretiliyor.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki birkaç yılda, Doğu illerimizin bir kısmında Ermeni devleti kurulması planlanıyordu. Diğer kısmında ve güney illerimizde ise Kürt devletinin temelleri atılmak isteniyordu. Hatta daha da ileri gidilerek, ortak bir Kürt – Ermeni devletinin kurulması bile tasarlanmıştı.
İngilizler, o yıllarda, Kürdistan’ın kurulması için Şerif Paşa’yı kullanıyorlardı. Fakat bölgenin sakinleri de oynanan oyunun farkındaydılar. İsmail Çolak’ın Lamure Yayınları’ndan çıkan Modern Zamanlarda Osmanlı’yı Aramak isimli kitabı, Kürt halkının bu planları bozmak için sergilediği gayretin örneklerini sunuyor. Meclise ve gazetelere gönderilen telgraflar, halkın tepkisini açıkça ortaya seriyor.
İşte Erzincan halkının düşüncesi: “Kürtlük ve Türklük bir bütündür. Birbirlerinin öz kardeşi ve din kardeşidir. Her iki toplum için vatan birdir. Kaderimizi, hükumetimize bağladığımızı bütün insanlık dünyasına ilan ederiz.”
Kuşkusuz örnekleri çoğaltabiliriz. Bu da Siverek halkının kanaati: “İslam Birliği, Osmanlı Topluluğu ve halifelik idaresi dışındaki herhangi bir idare altında yaşamak bizim için imkânsız olup böyle bir idarenin kurulması için seller gibi kan akıtılması, yüzlerce insanın yok edilmesi, bakımlı yerlerin harabeye çevrilmesi dahi yetmez ve savaş ateşi yakmaktan başka bir işe yaramaz.”