Sanılanın aksine: Dünya, mal-mülk değil, hatır üzerine kuruludur. Bugünlerde içinden çıkamadığımız birçok sorunun ana sebebi de aslında hatır kavramının yıkılmasıdır.
Yalnızca insanın insanda; annemizin ve babamızın bizim üzerimizde hatırı yoktur. Toprağın, havanın ve suyun da üzerimizde hatırı vardır. Bitmedi: Çiçeklerin, kuşların, ağaçların ve gökyüzünün…
Bizde, büyüklerimize saygı kadar, emeğe ve ekmeğe hürmet etmek esastır. Büyüklerimizin izzetiyle birlikte, alın terinin hakkını korumak da öncelikli vazifemizdir. Şahsiyetli yeteneğe, iyi niyetli emeğe kayıtsız kalamayız. Kıyıcı olamayız, kırarak veya karalayarak ilerleyemeyiz.
Ölçümüz belli: Allah’ın hakkı ve hatırı. Bu hatır yıkılmaz, kırılmaz; her daim gözetilir. O’nun gücüne gidecek işlerden ve ilişkilerden uzak durulur.
Her fırsatta, şunu söylüyoruz: Müslüman, güven ve vefa yurdudur. Eleştirirken, hakkaniyeti elden bırakmaz, şahsiyetle fikriyatı birbirine karıştırmaz. İnsanları ve imkânları hor kullanmaz, hakkına razı olur. Kıskançlık ve kibir gibi kötü huylar ilgi alanına girmez.