Zorluk derecesi yüksek, birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç olan zamanlardayız. Fakat bereket ve huzur azalıyor. Yorgunluk ve usanç artıyor. Bunun başlıca nedenlerinden biri, emanet bahsidir.
Emanet, sadece bir kimseye teslim edilen mal veya para demek değildir. Mevkiler ve yaptığımız işler de bizlere emanettir. Emanet ehli olmayanlara teslim etmenin neticesi, ne yazık ki, ziyan olan zaman, emek ve hayatlardır.
Kendi adıma söyleyecek olursam: Bu köşe, şahsıma verilmiş bir emanettir. Dikkatli olmalıyım. Hem kul hakkı yememeye, hem de hakkı yenenleri savunmaya gayret etmeliyim. Allah’a şükür ki, bunun bilincindeyim.
Yirmi yılı aşkın süredir genelde Batı Türkistan (Balkanlar), özelde Bosna Hersek üzerine kalem oynatıyorum. Sofya’dan İşkodra’ya, Selanik’ten Novi Pazar’a, Üsküp’ten Prizren’e, Yanya’dan Saraybosna’ya. Adım adım, karış karış.
Saraybosna ile ayrı bir bağım var. Bu şehirde, yolcu değil, hancıyım. Ailemizin bir ayağı burada. Bu şehre gelince, otelde değil, evimizde...