Uzun zamandır, sevgili kardeşim Furkan Çalışkan’la birlikte, önemli ve heyecan verici bir proje üzerinde çalışıyorduk. En sonunda, hayırlı haber geldi. Biz de bunun üzerine İstanbul’dan Saraybosna’ya geldik.
“Hayat, inanan ve salih amel işleyenlerin dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur” diyen rahmetli Aliya İzetbegoviç’i anma programında, bir konuşma yaptık. Hem Aliya hakkındaki düşüncelerimizi aktardık, hem de onun tüm eserlerini Türkçeye kazandırmamıza vesile olan İzetbegoviç ailesine bir kez daha teşekkür ettik.
Kolay olanı tercih edip, Ulusal Tiyatro salonunda, Türkçe konuşabilirdim. Aliya’nın kıymetli evlatlarından başlayıp, Başbakan, Diyanet İşleri Başkanı, Büyükelçilere uzanan protokol karşısında en az riskli olan buydu. Üstelik hazırda bir tercüman da vardı.
Zor olanı seçip, televizyondan canlı yayınlanan bir programda, düşüncelerimi Boşnakça olarak ifade ettim. Şöyle söyleyelim: Kolaycılık, bizden değildir.
Ufak tefek yanlışlar ve dil sürçmeleri mutlaka olmuştur. Ancak kürsüden inerken, mutlu yüzlerin arzulu alkışlarına şahitlik ettik. Ertesi gün çarşıda, hiç tanımadığımız insanlardan, birçok tebrik aldık.