Takvimler 20 Kasım 2013 tarihini gösterdiğinde, şöyle demiştik:“Başbakan Erdoğan’ın sözlerinden anladığım şudur: Mesele, dershane meselesinden çok daha öte, bir ‘milli güvenlik’ meselesidir.”
Ne yazık ki, iki buçuk yıl sonra haklı çıktık. Keramet göstermedik. Sadece Sayın Cumhurbaşkanımıza kulak verdik, ciddiye aldık.
15 Temmuz akşamı Fetullahçı Terör Örgütü, kanlı darbe planını uygulamaya koyuldu. FETÖ’nün silahlı terör örgütü olduğuna inanmayanlar, ancak yüzlerce şehit ve binlerce yaralı ile ikna oldular. En azından ikna olduklarını umuyoruz.
Derler ki: Köpek, ekmek veren kapıyı tanır.
Fethullah’ın mankurtları Peygamber ocağında, şeytanın imamlığını yaptılar. Suyunu içip, havasını soludukları vatana ihanet ettiler. Bu milletin parasıyla alınan tankların namlusunu, yine bu millete çevirdiler.Kitab’ın ‘esfel-i sâfilîn’ diye tanımladıklarından olduklarını ispatladılar.
Askerlik hizmetini yapmış olanlar, mutlaka hatırlarlar. Yürüyüş kararı ne çok saymışlardır: “Vatan... Sana... Canım... Feda...”
Neferlerine bunu söyletenler, teyzelerimize, dedelerimize ve gençlerimize kurşun yağdırdılar. Uğruna can vermeye yemin ettikleri bu vatanın canını çıkarmak istediler. Ardından da Yunanistan’a kaçtılar. Bazıları da Amerika’ya iltica başvurusunda bulundular.
Öyle anlaşılıyor ki FETÖ’cüler hiçbir zaman, şüheda fışkıran, bu cennet vatanın evladı olmamışlar.