Eski Yugoslavya dönemindeki Makedonya Anayasa’sında; “Makedonya, Makedonlar, Arnavutlar, Türkler ve diğer azınlıklardan teşekkül eder” ifadesi yer alıyordu.
1991’deki bağımsızlık referandumunun ardından, bu madde, şu şekilde değiştirildi: “Makedonya Cumhuriyeti’nde yaşayan Arnavutlar, Türkler, Ulahlar, Çingeneler ve diğer milliyetlere vatandaş olarak tam eşitlik ve Makedon halkıyla sürekli birliktelik temin edilmiştir.”
Böylelikle: Arnavutlar ve Türkler kurucu unsurdan, azınlık konumuna indirgendi. Nerdeyse tüm devlet kademeleri, bürokrasi, ordu ve polis teşkilatları Makedonların eline geçti.
Devleti ayakta tutan, yaşatan; adil ve adaletli olmasıdır. Onu yıkıma götüren ise adaletten uzaklaşmasıdır.
Sorunlar masada çözümlenemeyince, 2001 yılında, silahlı hak arama mücadelesi başladı. Aynı yıl imzalanan Ohri Çerçeve Anlaşması-OÇA ile silahlar sustu. Kamuda, tüm etnik unsurların nüfusları nispetinde hakça temsil edilmesi yasal teminat altına alındı.
Ertesi yıl, OÇA’nın uygulanabilmesi için, bir nüfus sayımı gerçekleştirildi. Bağımsızlık ilanından sonraki bu ilk sayımda, ülke nüfusu, 2 milyon 22 bin 547 olarak tespit edildi. Nüfusun yüzde 64,18’i Makedon, yüzde 25,17’si Arnavut, yüzde 3,85’i Türk olarak kayıt altına alınmıştı. Kalanların yüzde 2,66’sı Roman, yüzde 1,78’i Sırp, yüzde 0,84’ü Boşnak, yüzde 0,48’i Ulah ve yüzde 1,04’ü diğer etnik unsurlardan idi. Halkın yüzde 64,70’i kendisini Hıristiyan ve yüzde 34,3’ü ise kendisini Müslüman olarak tanımlıyordu.