Hiç yoktan iyidir anlamında; “Bir, sıfırdan iyidir” deriz. Doğrudur ama eksiktir. Eksi bir de sıfırdan iyidir. Önündeki eksiye rağmen, o da bir hareket ifade eder.
Sıfırla toplasanız da çıkarsanız da değişen bir şey olmaz. Hareketsizlik ifadesi olan sıfır, tüm ‘tarafsızlığına’ rağmen ne sevilir ne de istenir.
Asıl tehlikeli olan ise sıfırla çarpılmaktır. Sıfır yani hareketsizlik, eninde sonunda, mevcudu da kendine benzetir.
Nurettin Topçu, Yarınki Türkiye isimli eserinde, şöyle söylüyor: “Namuslu adam, elinin ve iradesinin uzanabildiği kadar geniş bir sahada harekete geçmeyi vazife bilir. Hareketsizliğin günah olduğuna inanır.”
Uzatmayalım, sıfırla devam edelim.
Sıfır, kaç adet olursa olsun, tek başına anlamsızdır. Sıfırı anlamlı ve kıymetli hale getiren, kendisinden farklı bir sayının yanında yer almasıdır.
Filistin Kurtuluş Örgütü’nün bir yetkilisi, 1982 yılında Siyonist İsrail’in Lübnan’ı işgal etmesinden sonra yaşananları değerlendirirken, şöyle demişti: “Arap devletleri denen, yirmi üç adet sıfırdır.”