Bazı konulardan bahsetmek, kışın, soğuk su satmaya benzer. Pek kârlı bir iş değildir. Birkaç içi yanmıştan başka, ilgi gösteren olmaz. Hatta birçok insan sizinle dalga geçer. Varsın geçsinler.
Nurettin Topçu, Yarınki Türkiye isimli eserinde, şöyle söylüyor: “Namuslu adam, elinin ve iradesinin uzanabildiği kadar geniş bir sahada harekete geçmeyi vazife bilir. Hareketsizliğin günah olduğuna inanır.”
Şahsen benim muhatap kabul ettiğim kişiler, işte o içi yanmış namuslu adamlardır. Onlar su katılmamış bir mesuliyet duygusuna sahiptirler. Yazılarımı onlar için kaleme alırım.
Bu uzun girizgâhtan sonra, sözü şuraya getirmek istiyorum: Konuşmak ile yapmak arasındaki farka.
Konuşmak ile yapmak arasında fark, sandığımızdan daha mühim, bildiğimizden keskindir. Bu fark, aynı zamanda, bizim samimiyetimizi ve sahiciliğimizi de ortaya çıkarır.