Şurası kesin: Hiçbir insanın niyetini bilemeyiz. Tahmin ederek, insanları sorgulayamayız. His üzerinden, insanlar hakkında hüküm veremeyiz.
Kulaktan dolma bilgilerle hareket edeceksek, gözlerimiz neden var? Tek kılavuzumuz akıl olacaksa, kalp ne işe yarar?
Niyet okumaya meyilli olmak, ister istemez, hataları da beraberinde getirir. Kul hakkı kapısı, ardına kadar açılır.
Bunu istemiyorsak, şunu yapmalıyız: Zanla hareket etmek yerine, zanlıların üzerine gitmeliyiz. Aksi halde, biz de zalimlerden oluruz.
Bunu söylerken, şunu da hatırlatıyoruz: “Ameller niyetlere göredir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır.”