Benim babam serbest meslek emeklisi. Yıllarca yurtdışında, evinden binlerce kilometre uzakta çalıştı. Şair, “Dünya dönüyor, işte ispatı / Babamız her akşam dönüyor eve...” diyor. Bizim babamız ise birkaç yılda bir gelebildi.
O yıllarda, uçakla seyahat büyük bir lüks. Telefon da ondan aşağı değil. Geriye sadece mektup seçeneği kalıyor. Elimizdeki bu imkâna, sıkı sıkıya tutunuyoruz: Mektuplar geliyor, mektuplar gidiyor.
Pul dünyasına ilk adımım, o mektuplar üzerindeki pullar sayesinde oldu. Ardından PTT pulları geldi. Henüz on yaşındaydım. Pul defterim yoktu. Pulları, kitapların arasında muhafaza ediyordum. Bir süre sonra, deftere geçmek şart oldu.
Bir gün, o güne kadar topladığım, tüm pulları okuluma götürdüm. Güya arkadaşlara hava atacaktım, ama havamı aldım. Pul defterimi, o gün son kez gördüm.
Velhasıl: Beş yıllık emek, ziyan olup gitti.