Ben bir Yay burcuyum.
Meraklıyım. Sorularım bitmez benim. Seyahat
severim. Yeni yerler, kültürler keşfetmeyi severim. Farklı
farklı insanlar tanıyayım, bitmez tükenmez sorular sorayım, gezip
tozayım... Gittiğim şehirlerin sokaklarında kaybolayım... Bu benim
işte... Özüm bu, ruhum bu... ‘Özgürlük’ benim göbek adım! Bir
ayağım pergel gibi İstanbul’da olacak, diğer ayağım dünyayı
dolaşacak...Pasaportum cebimde, zırt pırt bir yerlere gideceğim...
“Tam İstanbul’a kazık mı çaktık” derken, sevgilim Hindistan’a tayin
oldu.
Hatta Mumbai’de yaşamaya başladı bile.
Buna en çok sevinen ben oldum. Hayalimdi, bütün Hindistan’ı
gezebileceğim sonunda... Birkaç kere geldim gittim, tadı damağımda
kaldı... Şimdi kucağıma düştü. Ne kadar heyecanlı olduğumu
anlatamam.
Bundan böyle, ayda bir haftam burada geçecek, sevgilim de üç
haftada bir İstanbul’a gelecek. Bir süre böyle idare edeceğiz.
Alya’nın okul tatillerinde de buradayız. Şu anda da tatil. Şimdilik
eve çevirdiğim kocaman bir otel odasında yaşıyoruz. Alya, ablası
Yasemin Dormen ve ben hep birlikte şehrin altını üstüne
getiriyoruz. İşte 23 maddede benim Hindistan’ım.
1-Dünyanın en kalabalık üçüncü büyük şehri. Resmi nüfusu 20 milyon, gayri resmisi 25. Düşünün kalabalığı. İnsan, insan, insan, insan... Ama hepsi renkli. Bir renk cümbüşü. Şaka gibi. Sokaklar doğal sanat eseri.
*
2-Yok, böyle bir şey. Herkeeees sokakta. Hayat sokakta. O yüzden sıkılmaya olanak yok. Sürekli bir hareket var. Tam bana göre. Bir sandalye çek, otur izle. Akşamları da yaşıyor şehir. Hele sahil, İzmir Kordon sanki. Ama 70’lerdeki gibi.
3-Güvenli bir şehir burası. Yeni Delhi’de ne olacağı belli olmazmış ama Mumbai’de güvendesin. Kadınlar için de öyle.
*
4-Eski ismi Bombay. Bu ismi veren Portekizliler. ‘İyi körfez, güzel körfez’ anlamında. 15. yüzyılın ortasında Portekiz kolonisiymiş. Sonra İngilizlere geçmiş. 16. yüzyılın ortasından itibaren yüzlerce yıl İngiliz kolonisi olarak kalmış. Gandi’yle birlikte bağımsızlıklarını ilan ediyorlar, 1995’te de şehrin adını Mumbai olarak değiştiriyorlar.