Kutsal kent Rişikeş’te kaldık. Ortasından Ganj Nehri geçen, şiir gibi bir şehir. Görür görmez bayılıyorum. Trekking, masaj, yoga... Günbatımında düzenlenen Ganga Aarti törenine de katılıyoruz. Coğrafya da, tören de, gökyüzü ve Ganj’ın aldığı renk de, ortada yakılan ateş de çok etkileyici. Hep birlikte ilahiler söyleniyor. O arada gün batıyor. Sevgilim elimi tutuyor... Ona bakıyorum ve “Seni seviyorum!” diyorum. “İyi ki beni getirdin buraya... Hem Hindistan’a hem Himalayalar’a!”
imalaya’nın anlamı nedir biliyor musun?” diyor.
Elim, avuçlarındayken...
Parmaklarıyla, tenimde yuvarlak daireler çizerken...
Oyaladığını zannediyor aklınca. Çünkü feci tırsıyorum uçaktan. Hele Hint uçaklarından. Evet, sürekli biniyorum ama bu korkmama engel değil.