Çok dokundu bu yazı bana. Chicago’da yaşayan Türk genetikçi
Hande Özdinler, annesinin vefatından sonra yazmış.
Belki denk gelmişsinizdir bir yerlerde, ben yeni okudum. Bana
Ferzan yolladı, Ferzan Özpetek. O da biliyorsunuz bir süre önce
annesini kaybetti.
Biraz araştırdım, herkesebilimteknoloji.com’da var bu yazı,
geçtiğimiz ağustosta yayınlanmış. Daha geniş kitleler duysun diye,
ben de köşeme alıyorum.
Hayat enerjimiz annelerimizden geçiyormuş, hayatta olan (ve
olmayan) bütün enerjik annelere selam olsun... Evet, anneler vefat
edebilir ama asla ölmez!
MİTOKONDRİSİ BENDE KALDI
ANNEM vefat etti, onu yıkadık, pakladık, demir tabuta koyup
Türkiye’ye uçakla getirdik. Oğlunun üstüne, eşinin yanına, toprağın
içine, sanki bir tohum eker gibi nazikçe, dualarla bıraktık.
Bir ömür bitti, annem gitti...
Ama annemin mitokondrisi bende kaldı...
Benim hücremde. Benim her hücremde, annemin mitokondrisi var. Her
nefes alışımda, her kalp atışımda, her elimi uzatışımda, her
düşüncemin başlangıcında, ne için enerji harcıyorsa bu vücudum,
işte orda annemin mitokondrisi var...
Annem gitti belki ama mitokondrisi bende kaldı...
ENERJİ SANTRALI ANNE
İnsanın başlangıcı olan o ilk iki hücrenin yumurta olanı, büyük ve
zengindir.
İçinde bir hücrenin yaşaması, çoğalması, değişmesi için gerekli
olan her şeye ve bir ömür gerekli olacak enerjiyi üretecek
mitokondriye de sahiptir.