Allah kimseye yaşatmasın...
Daha büyük bir acı düşünemiyorum.
Bu nasıl bir trajedidir?
Bir evlat, annesini nasıl öldürebilir?
Elleri onu boğmaya, nefessiz bırakmaya nasıl varabilir?
Ama oldu.
İki sene önce, 34 yaşındaki Aslı Sönmezler, bir bankanın genel
müdür yardımcısı olan annesi Belgin Hızal’ı öldürdü.
Zekeriyaköy’de birlikte yaşadıkları evlerinde, arkasından saldırdı,
yere düşürdü, dizleriyle sırtına oturdu ve boğazını sıkmaya
başladı. Ve ellerinin arasında, annesi, bir süre sonra nefessiz
kaldı.
Öldürdüğü annesinin başının altına bir yastık koydu ve ona
sarılarak, saatlerce ağladı.
Polise, “Annemi öldürdüm. Beni alın!” dedi.
Daha sonra da, “Hiç pişmanlık duymuyorum. O kötü bir insandı. Ben,
bir pisliği ortadan kaldırdım. Bir ses bana, aydınlığa ulaşmam için
annemi öldürmem gerektiğini söyledi, ben de o sese uydum!” dedi.
Annesinin kendisine zehir vererek (ilaç), onun doğurganlığını
elinden almak istediğini iddia etti.
Kedilerini öldürdüğünü, annesinin düşman olduğunu söyledi.
Ve daha bir sürü şey.
O yüzden de ona göre ölümü hak ediyordu.
Bunlar sizce, akıl sağlığı yerinde birinin yapabileceği şeyler
mi?
Söyleyebileceği şeyler mi?
Nitekim Aslı Sönmezler, daha önce de şizofreni teşhisiyle tedavi
görmüştü.
Ama genellikle şizofreni vakalarında görüldüğü gibi hastalığını
kabul etmiyordu.
Annesi de, daha önce iki kere intihara kalkışan, Amerika’da
teşhis konulan, Lape’ye yatırılan kızının hastalığını kimselere
anlatmadı.
Kim bilir belki korumak için, belki de konduramadığı için.