Down sendromlu oğlu Ediz’le maceralarını, onunla ilgili paylaşımlarını sosyal medyada severek takip ediyorum. Bence çok değerli bir şey yapıyor. Pek çok baba gibi o da durumu yok sayabilirdi, bu topa hiç girmeyebilirdi, oğlunu yine çok sevebilir ama kafasını kuma gömebilirdi! Oysa o neredeyse bütün down sendromlu ailelerin sözcüsü olmuş gibi. Bu Babalar Günü’nde onunla konuştum.
Eşin Nida’yla nasıl bir aşk sizinki?
- Kelimelere dökmek zor ama Nida’yı ilk gördüğüm an “Bu o!” dedim. Daha önce hiçbir kadına hissetmediğim şeyleri hissettim. 2008’de Saba Tümer’in televizyon programında, kendi şarkılarımı bir dörtlü eşliğinde söyleyecektim. İşte Nida o dört müzisyenden biriydi. Kemancı olan. Kimseler benzemeyen. Ben hayatımda onun kadar sağlam bir insan tanımadım. Önce arkadaş, sonra sevgili olduk. Dört sene sonra da evlendik.