Mucizelere inanan, hayal kurmaya bayılan, çok okuyan, çok yazan
Duygu Batu.
Annesinin kuzusu Duygu Batu.
Erik ve limon canavarı Duygu Batu.
Annesine aşık Duygu Batu.
Çocukluğu çalınmış Duygu Batu.
Evinden şiddet eksik olmayan Duygu Batu.
Babası, annesini dövmesin diye dualar eden Duygu Batu.
Kavga çıktığında, evdeki bıçakları saklayan Duygu Batu.
En büyük korkusu annesinin ölmesi.
Ve korktuğu başına geliyor.
Üstelik annesini öldüren babası…
Kalbinden 7 kere bıçaklıyor!
Bu facia, Duygu, üniversite sınavına girmeden üç gün önce
yaşanıyor.
Bugün 22 yaşında.
Babası hapiste, annesi toprak altında.
Duygu Batu, bunca acıya rağmen hayata tutunmayı başardı, ve
yaşadığı bu korkunç acı “Hoşça Kal Anne” adıyla kitaplaştırdı.
Ben bu röportajı o balayındayken yaptım, üç gün önce evlendi. Artık
bütün acıları bırakıp, mutlu olması dileğiyle…
Babam annemi öldürdü... Babamı, benim değil Allah’ın affetmesi
gerekiyorİllüstrasyon: Serhat GÜRPINAR
Sen, bir insanın başına gelebilecek en korkunç şeyi yaşamışsın!
Baban, anneni öldürmüş. Kalbinden 7 kere bıçaklamış, baban hapiste,
annen toprağın altında. Kitabının adı da “Hoşça Kal Anne…”
Ağlayarak okudum… Hadi anlat bize. Nasıl bir ilişkiniz vardı
annenle?
-Kızların ilk aşkı ve kahramanı babalarıdır ya, benimki annemdi.
Ben anneme âşıktım. Delice bağlıydım. Tıpkı annem gibi minyonum.
Ama onun gibi “gülüşünden öpülesi” de olmak isterdim, öyleydi çünkü
benim annem, inanılmaz güzel gülerdi. Ama ben kahkahalardan korkan
bir kız çocuğuydum…
Neden?
-Çünkü kendimi bildim bileli bizim evde şiddet vardı. Babam, annemi
ölesiye döverdi. Öyle böyle değil ama; ağızını burnunu kırardı,
dişleri dökülürdü annemin. Kanı duvarlara sıçrardı. Saçlarından
sürükler balkona götürürdü onu, aşağı atacak diye korkardım…
Çok çok feci bu anlattıkların… �