GEÇTİĞİMİZ günlerde Vedat Türkali'yi kaybettik.
“Mavi Karanlık” ve “Bir Gün Tek Başına” adlı eşsiz romanların
yazarıydı. Az roman yazdı, fakat Türk edebiyatının en güzel
romanlarına imza attı. Sadece bir entelektüel değil, sıkı
sosyalistti de. Değerli, saygın ve sevilen bir insandı.
Cenazesi kalabalıktı. 20 bin kişi gelmişti onu uğurlamaya. Genci,
yaşlısı, solcusu, Kürt’ü, işçisi, halkı... O kalabalık bile onun ne
kadar sevildiğinin göstergesiydi.
Ben kızı, tiyatro ve sinema sanatçısı Deniz Türkali’yi de çok
severim. En az babası kadar harbi ve sahicidir. Buluştuk ve Vedat
Türkali’yi konuştuk. Bu röportaj yarın da devam edecek...
Hürriyet
Başın sağ olsun, geçtiğimiz günlerde Türkiye müthiş bir aydını, sen
de baban Vedat Türkali’yi kaybettin... Hayatında nasıl bir boşluk
oldu?
- O kadar yeni ki, henüz idrak edemedim. Bir tür şoktayım hâlâ.
Babamla ilişkimiz hakkında konuşmak da çok zor. Çünkü aramızda
şiddetli bir aşk vardı. Ama sonu mutlu olmayan bir aşk. İtişli
kakışlı bir aşk. Kavgasıyla, küslüğüyle, gözyaşıyla, sonra tekrar
barışmasıyla...
İkiniz de güçlü karakterler olduğunuz için mi?
- Nedenini bilmiyorum ama hep böyleydi. Cezaevinden çıktığından
beri. Zaten babam ölecek adam da değildi. Çoğu insan aynı şeyi
söylüyor, şaşkınlık içinde, “Nasıl olur?” diyor.
Bazı insanlar öyledir ya, sanki onlar hiç gitmeyecekmiş gibi...
- Aynen öyle! 97 yaşındaydı, 98’ini sürüyordu. Ama hayattan hiç
vazgeçmedi. Hayata çok bağlıydı. En son benden bir telefon istedi.
Kulağında bir alet vardı, onunla uyumlu bir telefon. Bluetooth
olması gerekiyordu filan. Asistanıyla birlikte bir kitap
yazıyorlardı. Ama işte bir anda böbrek yetmezliği çıktı, sonra
çoklu organ yetmezliği derken gidiverdi. Birdenbire...
Kafa nasıldı?
- Son ana kadar senden benden çok daha iyi! Bunama filan soruyorsan
hiç yoktu...
Sana da böyle itişip kakışacağın bir baba yakışır! Normal bir
babayla hayal edemiyorum Deniz Türkali’yi...
- Babamın kızı olduğum için böyle oldum belki de!
Asıl mesele neydi aranızdaki?
- Her şey. Yani o kadar çok kriz yaşadık ki, hangi birini
söyleyeyim. Komik olanlarını anlatayım. Biz Yılmaz’la (Atıf Yılmaz)
birlikte olmaya başlayınca babam benimle küstü...