Çok açık. Perdesi yok. Fitresi yok. Gözünü dikiyor anlatıyor.
Gözünü dikiyor, soruyor. Ve çok güzel gülüyor. Gülünce gözleri
kayboluyor. Ve çok iyi röportajcı. Meraklı bir kedi. Ve özgür, çok
özgür. O kadar ki, “Ne seks ne para ne mevki ne de başka bir şey…
Hayatta bana en heyecan veren duygu özgürlük” diyor.
Bence şahane bir şey yaptı, ters köşe bir hamleyle başarısızlık
öykülerini kitaplaştırdı.
Fırsat bu fırsat, ona kendini, hayatını ve yeni çıkan kitabını sordum…
Oleeeey! Herkesin yaptığının tersini yaptın, başarısızlık öyküleri üzerine bir kitap yazdın. Nereden esti?
- Bana değil, Adnan Dalgakıran’a esti! Sanayici bir işadamı, benim de eski komşum. Komşum dediysem, merhaba-merhaba. Bu kadar tanıdığım biriyken, bir gün bana bir telefon açtı. 2016 sonbaharıydı, her gün ölüm haberleri aldığımız günler. Bir kanapeye gömülmüş sürekli televizyon ekranına bakıyor ve battaniyenin altında yok olmak istiyordum…
Tamam fikir Adnan Dalgakıran’dan çıktı da… Senin kafana niye yattı ?