Adına aldanmayın, karanlık bir kitap değil. New York’tan yurda getirilen bir cenazenin ekseninde gelişen olaylarda, bir diğerinin hayatının bilmeden, bir meteor çarpmışçasına birbirine etkileyen bir dizi insanın öyküsü...
Film gibi. Anlatım da sinematografik. Birbirlerinin hayatlarına dokundukça uyanıyorlar, uyandıkça birbirlerine dokunuyorlar. İncecik bir şey, 118 sayfa, birbirine bağlı 9 öykü, çok da kolay okunuyor.
Hindistan’da yaşadığımız otel-eve sarı bir zarf içinde geldi. Merakımdan okumaya başladım. Ve daha ilk andan itibaren büyüledi kitap beni.
Yazarı Pınar Eğilmez’i tanımıyorum, hiç karşılaşmadım. Hayatında ilk kez roman yazmış. Ve kendi imkânlarıyla bastırmış. Onu aradım, Katar- Doha’da buldum...
Ve sordum...