Geçen gün annem sordu.
"Tijen'e ne oldu?"
Bir an boşluğuma geldi, "Hangi Tijen?" dedim.
"Kaç Tijen tanıdık biz senden!"
O zaman anladım ki, bahsettiği Tijen Güden, Oğulcan'ın
annesi...
Yüzde 100 engelli oğlu Oğulcan'la yaşam mücadelesi veren Tijen
Güden.
"Bilmiyorum" dedim, "Bir arayayım..."
"Senin aklına nereden düştü?"
İlginç bir şey söyledi.
"O hikayeleri okuyunca biz de onların hayatlarının bir parçası
oluyoruz. İster istemez sonrasını merak ediyoruz...
*
Tijen'in ilk haberini 20 yıl önce yaptım.
"Ben üçüncü sayfa haberi olmak üzereyim, imdat!" diyen bir
kadındı.
Evine gittim ve engelli çocuğu olan bir annenin çaresizliğiyle
karşılaştım.
Defalarca beyin ameliyatı olmuş bir oğlu vardı.
Ne parası vardı ne pulu, ne de babasının cenazesine gidebilmek için
Oğulcan'ı bırakabileceği bir bakımevi...
Engelli çocuğun mu var bu ülkede... Vay haline!
Tarifsiz acılarla, sorunlarla boğuşmak zorundasın!
Her defasında bir umut kaleme sarıldım, televizyonlara çıktı,
hikayesini anlattı, herkes, "Ah vah, Allah kimsenin başına
vermesin!" dedi, araya bakanlar girdi, talimatlar havada uçuştu,
eve sosyal hizmet görevlileri geldi, gönüllü doktorlar çıktı ama
yok...