İYİ roman mücevher gibi.
Çok sık insanın eline geçmiyor.
Tabii ki şahane klasikler var, onlar zaten birer yakut, zümrüt
değerinde ama yeni kitaplar, romanlar her zaman şahane
çıkmıyor.
Böyle kötü bir kahve tadı kalıyor insanın ağzında, zaten sonra da
unutup gidiyorsun.
Ama iyi roman öyle mi?
Bir kere duygusu seni esir alıyor.
Âşık ediyor.
Sürekli “Beni okuuu, okuuu, okuuu” diye çağırıyor.
Sahneler kare kare zihnine nakşoluyor.
Bende sinema perdesi iniyor, izliyorum... Ben de kahramanlarla
orada oluyorum ve reel dünyadan kopuyorum.
Kalbime değiyor.
Bazen de içimi oyuyor.
İyi roman okurken ağlıyorum, gizli gizli tabii, çünkü Alya “Aa baba
bak! Anne kitap okurken ağlıyor!” diyor.