Bodrum Gürece’den komşum. Bizim evden dümdüz gidiyorsun, güzel bir koya geliyorsun, hocaya ulaşıyorsun. Tabii bulabilirsen. Çünkü yazın zamanın çoğunu denizde geçiriyor. 4 saat kadar. Balıklara bakıyor, kuşları seyrediyor, denizde yürüyor, yüzüyor ve şarkılar söylüyor. Canan Karatay’a önce meslekten men edildiği haberini sonra da yaz beslenmesini sordum...
- Hocam yine n’oldu? Tabipler Birliği, sizin kesinlikle ceza aldığınızı, meslekten men edildiğinizi iddia ediyor. Siz ise, “Öyle değil! Henüz itiraz hakkımız var. İtirazın sonucu belli olmadan bu kesin ifadeleri kullanamazlar. Hukuksuzluk yapıyorlar!” diyorsunuz... İki taraf da birbirini suçluyor. Biz kimin doğru söylediğini nereden bilelim...
Tabii çok haklısınız, nereden bileceksiniz. En son Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Hukuk süreci devam ediyor yani, bitmedi. Zaten eğer ortada kesinleşmiş bir ceza var ise bu niye şimdiye kadar uygulanmadı? 3 sene oldu. Her sene bu zamanlar aynı şey oluyor, adli tatile giriliyor, hoooop bunlar başlıyor köpürdetmeye. Bu da biraz manipülasyon gibi geliyor bana...
- Siz Tabipler Birliği’nin nasıl bir oyun peşinde olduğunu iddia ediyorsunuz?
Akıllarınca beni hekimliği elinden alınmış biri olarak lanse etmeye çalışıyorlar. Böyle bir algı yaratmaya uğraşıyorlar. Her şey gebelere şeker yüklemesi olayıyla başladı. O zaman bana yüklendiler. “Bu kadını meslekten men edin!” duyurusunda bulundular. Çağlayan’daki adliyeye gittiler. Ama savcılık takipsizlik kararı verdi. “Böyle bir şey suç unsuru olamaz!” dedi, dosyayı kapattı. Bunun üzerine tabiri caizse dellendiler. “Vay, hukuk vermiyorsa biz onun cezasını veririz!” dediler. İstanbul Tabipler Odası’nın onur kurulu veya yönetim yüksek kurulu, neyse adı, kendince ceza kesti. Her seferinde biz itiraz ettik. Tekrar itiraz ettik. Hala devam ediyor...
- Devletin mahkemeleri bir ceza verdi mi?
Bakın, biz itiraz ettik. Hukuk süreci böyle bir şey. Onlar da itirazımıza itiraz ettiler, üst üste müracaatlar oldu. İdare Mahkemesi okumadan, gerekçe göstermeden, “Bu ceza uygulanacak!” dedi. Biz de Anayasa Mahkemesi’nde itiraz hakkımızı kullandık, neticeyi bekliyoruz. Şubat 2018’de müracaat etmişiz. Anayasa Mahkemesi de 13 Mart’ta bizim müracaatımızı kabul etmiş. Sonucu bekliyoruz. Henüz “Cezası kesinleşti!” diye bir şey yok yani. Ama bunlar adli tatil başlar başlamaz bunu yapıyorlar. Bu haberi, temcit pilavı gibi basına servis ediyorlar. E çünkü yazın bu sıcakta okunuyor bu haberler!