Dün başlayan röportajla ilkokul öğretmeni Çiğdem Özavcı ve özel gereksinimli kızı Ayşenaz’ın hikâyesini öğrenince ve ne kadar büyük zorluklar/acılar/korkular yaşadıklarını görünce kendi halimden, normalliğimden utandım. “O anneyse ben neyim!” diye düşündüm. Bunu da söyledim ona. O ise çok genç olmasına rağmen çok büyük bir olgunlukla şöyle dedi: “Hayatları böyle karşılaştırmamak gerek. Hepimizin yolculuğu farklı. Kimi dünyanın yükünü taşır omzunda, kimi ise bize çok basit gelen bir şeyden dolayı hayata küser. Ama bence hiçbir dert bir diğerinden hafif değildir!” Devam etme gücünü nasıl bulabildiğini de sordum. “Kızımın yarın yanımda olmaması ihtimali ayakta tutuyor beni. Varımla, gücümle bir gün daha, bir gün daha nefes alabilmesi için uğraşıyorum” dedi. Gerçekten müthiş biri. Büyük sorunlarla boğuşuyor. Bütün özel gereksinimli çocukların ailelerine kolaylıklar diliyorum.