Benim gözümde sadece edebiyatçı değil... Romancı değil... Entelektüel değil... O bir 'beyin açıcı'. Murat Menteş'le sohbet bana her zaman iyi geliyor. Büyük resmi, daha net ve billur görmemi sağlıyor. Çünkü sadece yazmasını değil, düşünmesini de bilen biri. Karşısındakini de düşündürtüyor. Haluk Bilginer'in Oyun Atölyesi'nde buluştuk. Ramazan Bayramı'ndan girdik, "Ne olacak bu Türkiye'nin hali"nden çıktık. Okuyun, görüşlerinizi benimle paylaşın, bekliyorum.
Hürriyet
Bir bayram daha bitti. Sence bayramları nasıl kutlamalıyız?
- Tüm bayramları, özel günleri, hep birlikte, kimseyi dışlamadan kutlamalıyız...
Dini bayram-milli bayram ayırmıyor musun?
- Bence her bayramın, keşfe değer bir manası var. 23 Nisan, İstiklal Savaşı şehitlerinden geriye kalan yetimleri milletçe sahiplenmemiz mesela. Sevinç, neşe, paylaşma, merhamet, şefkat... Bu duyguları ideolojiye nasıl endeksleriz? Endeksleyemeyiz! Dolayısıyla dini-milli ayrımı yapmadan, her bayramı neşeyle kutlamalıyız.
Bu bayramı nasıl değerlendirirsin?
- Valla, neredeyse değerlendiremeyeceğim. İnanılmaz şeyler oldu. Oruç tutmayanlar dövüldü. Bombalarla insanlarımız öldürüldü. İsrail’le anlaştık. Gazze yeniden bombalandı. Hz. Muhammet’in kabrinin önünde bomba patladı. Suriyeli yoksullar, iftar sofralarına alınmadı. Fukaralar, iftar çadırları önünde saatlerce kuyrukta bekledi. Gençlerimiz vuruldu, şehit oldu... Ve... “Mutlu bayramlar!” dendi. Bu, biraz tuhaf değil mi? Benim sokağımda çocuklar çatapat, kızkaçıran patlatırken “Allahü ekber!” diye haykırıyorlardı...
Ben bu bayramı Yahudi arkadaşlarımla geçirdim, sosyal medyadan isimlerinin Türk isimleri olmadığı görenler, “Ne o Yahudilerle mi arkadaşsın!” diye yazdılar...