Kerimcan Kamal.
Başarılı bir haberciydi.
Tuncay Özkan’la Sky Türk ve Kanal Türk’ü kurdular ve birlikte
çalıştılar. Pek çok başarılı program sundu. Televizyon
haberciliğinin önemli markalarından biriydi.
Sonra Ergenekon dönemi başlayınca hayatı kaydı.
Kendi deyişiyle, cüzamlı gazeteciler arasına dahil oldu.
Beş yıllık Ergenekon soruşturması süresinde bir sürü davada
yargılandı.
Dışarıdaydı ama mesleğini kaybetmişti. Kanaldan üstüne kalan
milyonlarca dolar vergi borcu da vardı... Depresyon denizlerinde
yüzüyordu... Ve işte böyle bir dönemden sonra Doğa Rutkay’a âşık
oldu. Doğa, bir enkazdan şahane bir adam çıkardı.
Eskisinden çok daha hoş biri haline geldi Kerimcan Kamal.
Bayağı karizma bir adam oldu.
Instagram’da da bir tür fenomen.
“Her fotoğrafın bir hikâyesi var” diye bir hashtag yarattı. Minik
fotoğraf öyküleri yazıyor, insanın kalbine değen öyküler...
Bazıları gerçekten müthiş...
Ve şimdi onlardan kitap yaptı: ‘Güzel Kaybedenler’...
Bu arada bence işsizlik de ona yaradı. Alaçatı-İstanbul arası mekik
dokuyor, minik bir bistro açtılar Alaçatı’da, Vespa’sı var, ormanda
yaşıyor, her gün emekli takımı dediği arkadaşlarıyla voleybol
oynuyor, yazıp çiziyor...
Valla daha iyisi can sağlığı...
Doğa’yla da iki seneyi devirdiler.
Ortalıktaki güzel çiftlerden onlar.
Mutlulukları daim olsun...
Sen sıkı bir gazeteci ve televizyoncusun... Bir sürü badire
atlattın... Şimdi de karşımıza tatlı tatlı hayat üzerine felsefe
yapan, eskisine göre daha yakışıklı, karizmatik ve âşık bir adam
oldun çıktın... Bu kıvama nasıl geldin?