Gaziantep vahşeti… İnsanın kanının donduğu yer. Ötesi yok… Yani yok
böyle bir kahpelik, kalleşlik! Kına gecesi dediğin şey, daha çok
kadınların ve çocukların toplandığı bir eğlence. Belli ki,
kadınları ve çocukları hedef almışlar. Bombayı patlatan da 12-14
yaşında bir çocuk. Öldürdükleri de kadın ve çocuk. İşlerin geldiği
bu nokta, gerçekten akıllara ziyan. Delirir insan. Bir anne olarak
da çıldırmamak mümkün değil.
Artık çocuklar meselesine özellikle dikkat etmemiz gerekiyor.
Kötüler, teröristler, hırsızlar, dolandırıcılar, sapıklar çocuklara
her zamankinden daha fazla takmış durumda.
Bir arkadaşım anlattı.
12 yaşındaki oğlunu arıyorlar. “Emniyetten arıyoruz!” diyorlar.
“Babanı yakaladık. Hırsızlık yaptı. Numarası bu. Sizin adresiniz
bu. Annenin numarası da bu. Hatta ev telefonundan şu anda ara, bak
gör meşgul çalacak. Çünkü bir arkadaşımız şimdi annenle konuşuyor.”
Gerçekten arıyor ve bakıyor meşgul. O zaman bir şekilde inanıyor.
Nasıl inanıyor demeyin, profesör Canan Karatay’ı bile dolandırdılar
unutmayın. Çocukla yapılan bu konuşmalar bu arada görüntülü
gerçekleşiyor. Kendi görüntülerini gizleyerek, “Evde para ya da
altın var mı?” diye soruyorlar. Çocuğu evin bütün odalarında
gezdiriyorlar. Tam 25 dakika evde arama yaptırıyorlar. Para ve
altın olmadığını anlayınca telefonu kapatıyorlar.
Sonra anne baba eve geliyor, çocuğu ağlarken buluyor, ev darmadağın
bu arada…
Ve tabii polise haber veriyorlar.
Adana’da annemin bale okulundaki bir öğrencinin başına da geldi
bu.
Ama o tatlı kız, panikten ve korkudan, evde ne var, ne yok
toplamış, “Şuraya getir!” dedikleri adrese götürmüş Küçük Saat’e
bir yerde hırsızlara eliyle teslim etmiş, sonra da dolmuşla eve
dönmüş.