Annesi tarafından satılan kıza siz nasıl ulaştınız?
- Size de anlattığı gibi, defalarca karakola başvuruyor. Bir sonuç alamayınca, tavsiye üzerine, baronun kadın hakları merkezine ulaşıyor. Yardım istiyor. Oradaki arkadaşlar da benim ensest ve çocuk tacizinde birlikte çalıştığım arkadaş. Hemen haberdar ettiler...
Atladınız, o ilçeye mi gittiniz?
- Evet. Kızla ve teyzesiyle tanıştım. Bütün hikâyeyi dinledim. Belgeleri inceledim. Sonra ikinci kez buluştuk. Geçmişe dair araştırmaları da yaptık...
Hikâyeyi dinlediğinizde nasıl bir şok yaşadınız?
- İnsanın kendi annesi tarafından satılması korkunç bir şey tabii. Ama 27 yıl kadın hareketinde çalışınca, o kadar çok şeye tanık oluyorsunuz ki, bu da o sapıklıklardan biri. Bir aylık bebekle ensest ilişki kuran ebeveynlere bile denk geldik. Kendi kızını pazarlayan anne, tabii ki öfkemizi ve üzüntümüzü bir kat daha yukarı çıkardı. O anneye duyduğumuz öfke kadar, devletin önlem alamamasına da öfke duyuyoruz. Bir çocuk düşünün ki, sığınmak için gittiği yerden darbe alıyor. Karakola gidiyor, onu yurda yerleştiriyorlar. Baba, “Vasisi benim!” diye çıkarıyor ve tekrar o fuhuş batağına götürüyor. Kendisini fuhuşa sürükleyenlere, satanlara, aracılara, dava açıyor, isim veriyor, her şeyi ayrıntılarıyla anlatıyor... Ama 8 aydır tık yok! Devletten umudu kestiği anda da, sivil topluma yöneliyor. Fakat bu süreçte, Aile Bakanlığı müsteşarının da çok desteği oldu. Şu an görevde değil ama sağ olsun Ebubekir Bey’le yol haritamızı birlikte çizdik.