HAKAN bebek, 54. Yarım Kalan Hayatlar.
Evet, ülkede feci şeyler oluyor.
Evet, her geçen gün bu korkunç darbe girişimi hakkında yeni bir
şeyler ortaya çıkıyor, ülke olarak çok zorlu bir süreçten
geçiyoruz.
Ama Hakan Bebek’in ailesi de öyle.
Yasemin ve Hasan Demir çaresizlikten dibe vurmuş vaziyetteler.
Hürriyet
Minik Hakan’ın ailesi her şeye rağmen onun için canla başla
mücadele ediyor.
SEREBRAL PALSİ
Biricik oğulları, doğum sonrası sarılık oluyor ardından havale
geçiriyor, sonuç: Serebral Palsi.
Beyni hasar gördüğü için de...
Başını tutamıyor, oturamıyor, yürüyemiyor, parmaklarını bile
hareket ettiremiyor. Motor fonksiyonlarının hiçbiri yok. Yutma da
yok, karnından besleniyor. Konuşamıyor da...
Fakat bilinci açık.
Küçük, tatlı bir melek o. Annesini-babasını tanıyor. Onlara tepki
veriyor, gülüyor. Yabancı görünce, “Hayrola?” diyor gözleriyle. Bir
şeylere dokunmak istiyor ama işte olmuyor, kasılıp
kalıveriyor...
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de işitme engelliydi. Biraz olsun
sesleri duyabilsin diye bayramdan önce ameliyat oldu. Belki de
birkaç sözcük öğrenebilir
“Anne”, “Baba” diyebilir diye.
Yasemin ve Hasan’ın tesellisi bu...
DESTEK OLMAK GEREKİYOR
Çoğumuz anne-babayız ama ben böyle hikâyelerde kendimi
sorguluyorum, “Benimki de annelik mi?” diye. Asıl anne Yasemin.
Hakan bebek için yaptığı fedakârlığın haddi hesabı yok.
Üstelik fena halde maddi sıkıntı içindeler. Baba, Sarıyer-Beşiktaş
arası yolcu taşıyan motorlarda çalışıyor.
Yani akıl alır gibi değil yaşadıkları zorluklar...
Şu son işitme ameliyatında bile, kafasını tutamıyor diye, yatalak
diye SGK’dan yararlanamadı Hakan bebek.
Baba gitti yine borç para buldu.
Bir taraftan bankalara, eşe dosta, işyerine dünya kadar borcu
var.
Çok üzücü bir hikâye, biliyorum.Ama ağlamak bir işe yaramıyor.
Onlara destek olmak gerekiyor.
CEYDA DÜVENCİ’NİN DE BOĞUŞTUĞU SORUN
Ben bir etkinlikte tanıştım bu aileyle.
Hakan bebeğin Serebral Palsi olduğunu öğrenince içim cız etti.
Ceyda Düvenci’den biliyordum Serebrlal Palsi’yi, tüm Türkiye onun
sayesinde öğrendi.
Bu işin çok maliyetli olduğunu da Ceyda’dan öğrenmiştim,
Türkiye’deki pek çok tedavinin yetersiz olduğunu da...
Hakan bebeğin ailesi benden destek rica etmişti.
Ben de bundan sonra yapacağım ilk Yarım Kalan Hayatlar’da onlara
destek olma sözü vermiştim.
Aradan bir zaman geçti, “Söz verdi, destek olmadı. Şöyle yalancı,
şöyle riyakâr” gibi yazılar çıktı sosyal medyada.
Uzun süre bu mesleği yapınca efsunlu oluyorsunuz. Bu arada aile, “O
yazılarda bizim dahlimiz yok!” dedi, üzüntülerini bildirdi.
Yarım Kalan Hayatlar’ın ne zaman gerçekleşebildiğini ben de
bilmiyorum, keşke bilebilsem, keşke daha fazla yapabilsem...