-ARTIK her güne, bir "son dakika" haberiyle uyanıyoruz.
-Dua ediyoruz, "İnşallah yeni şehitler yoktur!" diye.
-Genellikle oluyor.
-Toprak kana bulanmış oluyor, gencecik çocuklar şehit oluyor.
-Terörü lanetlemekten, çaresizlikten ve bilinmezliğe teslim olmaktan bir hal olduk.
-Psikolojimiz iyi değil.
-Cümleyi tekrar kuruyorum: Psikolojimiz çok kötü.
-Tedirginiz. Olabileceklerden. Gelecekten.
-Evet, 1 Kasım'a gidiyoruz ama tonlarca bilinmeyen soruyla: Seçimler olacak mı, olmayacak mı? Olursa ne olacak?
-AKP, tek başına iktidar olmazsa ne olacak? O meşhur 400 milletvekili meselesi yani... Darbe mi olacak? Abdurrahim Boynukalın'ın haykırdığı gibi, seçim sonucu ne olursa olsun Erdoğan başkan mı olacak? Nasıl olacak? Bu ülkede neler olacak?
-Bizi nasıl bir Türkiye bekliyor şu anda bilemiyoruz.
-İstenen bu muydu? "Ver oyunu AKP'ye, rahatla" mı? O yüzden mi yaşandı ve yaşanıyor bunca acı? Eğer buysa, evet böyle bir hal yaşıyoruz, ama görünen o ki sonuç istedikleri gibi olmayacak!
-Peki o zaman ne olacak? Yani soru şu: Dip, bu mu?
Dahası var mı?
Bir asker, son nefesini verirken 'Annem' der
SOSYAL medyada, şu an yaşadıklarımız üzerine pek çok şey yazıldı, çizildi. Ama bir yazı vardı ki, beni yüreğimden yakaladı. Fahri Gediz'in yazısını sizinle de paylaşmak istedim...