İŞTE budur.
Şu tablonun güzelliğine bakar mısınız?
Dün Ahmet Hakan’ın sayfasında gördüm, olması gereken bu, özlediğimiz tablo da bu...
Belki de bizim, erkekleri adam etmemiz gerekiyor bu ülkede.
Belki değil öyle.
Belki de yaşanan sorunların kaynağı erkeklerdir, kötülüğün babası erkeklerdir!
Bizim aslında “kadın dayanışması”gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Sözde değil özde.
Belki de hep birlikte kadınlar olarak sesimizi yükseltip “Kardeşim, sana ne!” diye haykırmamız gerekiyor. “Benim bedenim, benim kararım. İstediğim gibi giyinirim! Bu ülkedeki bütün kadınlar istedikleri gibi giyinir. Kimi göbeğini açıkta bırakır kimi şortunu giyer kimi inancı gereği kapanır. Kim kendini nasıl öyle daha iyi hissederse öyle giyinir. Yeter ki bir erkek dayatması olmasın. Hiç kimse mecbur olduğu için öyle giyinmek zorunda kalmasın! Bizim birbirimizle bir derdimiz yok. Yeter ki gölge edilmesin bize, müdahale edilmesin, karışılmasın...”
Kadınların birbirinin düşmanı değil kız kardeşi olması gerekiyor.
Bıktık ulan erkeklerin gerekli gereksiz hayatımıza karışmalarından!...
Alakasız adamların yaşam tarzımız hakkında ahkâm kesmelerinden!...
Bizi birbirimize düşürmelerinden!
Bilinçsiz, cahil adamlara “Öyle olmaz, böyle olmaz!” talimat verip üzerimize salmalarından!
Başkalarında aramayalım...
Çare bizde, biz kadınlarda...
Bu ülkelerin yasaları değişecekse yine bizim sayemizde olacak, zor olacak ama olacak, direneceğiz, direteceğiz, taleplerimizi yüksek sesle ilan edeceğiz...
Ve güçlerimizi birleştirsek bütün kadınlar “bir” altından kalkabiliriz...
Evet, dünyayı erkekler idare ediyor. Ama erkekleri de kadınlar.
Başarabiliriz...
O HAŞEMALARI ERKEKLER GİYSİN!
2009’da bir yazı yazmışım.