Ayşe Arman Hürriyet Gazetesi

Kadri Gürsel’in 10 yaşındaki oğlu, annesine soruyor: Anne, yoksa babamı hiç bırakmayacaklar mı?

EN son yılbaşında konuşmuşum Kadri Gürsel’in dirayetli eşi Nazire Gürsel’le. Durumda pek bir değişiklik yok. Aylar sonra iddianamenin çıkmış olması dışında. “Onu bile bir ceza yöntemi...

25 Nisan 2017 | 970 okunma

EN son yılbaşında konuşmuşum Kadri Gürsel’in dirayetli eşi Nazire Gürsel’le.
Durumda pek bir değişiklik yok.
Aylar sonra iddianamenin çıkmış olması dışında.
“Onu bile bir ceza yöntemi olarak kullandılar!” diyor Nazire Gürsel üzüntüyle...
İnanılır gibi değil yaşadıkları.
“Türkiye gibiyiz. Yani memlekette nasıl 3 ayda her şey daha da kötüye gittiyse, oğlum Erdem ve benim için de öyle. Şüpheler arttı, umutlar azaldı. Öfkemiz de artık dizginlenemez boyutta” diyor ve ekliyor, “Duruşma için 24 Temmuz’a gün vermişler. Düşünebiliyor musunuz, hâkim karşısına ancak 9 ay sonra çıkabilecekler. ByLock’muş vesaire boş laflar! Acil tahliye. Tek gündemimiz bu...”
Sizi Nazire Gürsel’le baş başa bırakıyorum...
SUÇSUZ, DELİLSİZ SİLİVRİ’YE ATTILAR!
Nasılsınız?
Doğrusu, “İyiyim, iyiyiz!” demekten sıkıldım. Tüm Cumhuriyet eşleri adına. Gerçekçi olalım, normal bir insan bu koşullarda iyi filan olamaz! İyi değiliz ve onlar çıkana dek de olmayacağız! Güçlü durmak ve vazgeçmemek ise ayrı şeyler...
Epey bir süre önce sizinle röportaj yapmıştık. O zamandan bu yana eşiniz Kadri Gürsel’in durumunda ne değişiklik oldu?
O zaman içeri alınalı 3 ay olmuştu, şimdi 6 ay. Tek fark, 5.5 ay sonra iddianamenin çıkmış olması. Bunu bile bir cezalandırma yöntemi olarak kullandılar.
İddianame hakkında ne diyeceksiniz?

Düşünebiliyor musunuz, 5.5 ay sonra geldi! Yani 6 aydır bu insanları suçsuz ve delilsiz Silivri’ye tıktılar. Sırf sesleri çıkmasın diye. İlla dava açacaksan, tutuksuz yargıla. Bizim en önemli derdimiz bu. Dünya her şeyin farkında. Kimse aptal değil. 24 Temmuz’a vermişler ilk duruşma tarihini. Yani 9 ay sonra tek hukuki kazanımları, hâkim karşısına çıkmak olacak! Katil ve tecavüzcülerin tutuksuz yargılanabildiği bir Türkiye’de bu, Türk toplumuyla dalga geçmektir!
ANALİZ YAPMAK İÇİN KADRİ’NİN VAN’DAKİ MÜEZZİNİ ARAMAYA İHTİYACI YOK!
İddianamede, eşinizle FETÖ/PDY örgütü arasında yoğun bir iletişim trafiğine dikkat çekiliyor. Hatta 19 sanık arasında en yoğun iletişimi olan eşiniz görünüyor... Siz bu konuda ne diyeceksiniz?
Biliyorsunuz, daha iddianame çıkmadan yandaş basında haberi çıktı. Dakikasında, “Kesinlikle tek bir görüşme yok!” dedim. Hiç Kadri’yle konuşmadan. Zaten sayının abukluğu işin içinde bir bit yeniği olduğunu ortaya koyuyordu. Ama onun ötesinde 25 yıllık kocamı tanıdığım için. Hiç işi olmaz öyle tiplerle. Nokta. Zaten sağı solu arayıp, haber peşinde koşan bir gazeteci değil. Analiz yapmak için Van’daki müezzini aramaya ihtiyacı yok takdir edersiniz ki...
İddianamede, eşinizin 92 ByLock kullanıcısı şüpheli şahıs ve ayrıca haklarında FETÖ/PDY terör örgütünden dolayı soruşturma bulunan 21 kişiyle “iletişim kaydı” bulunduğu yazılı. Bu durumda, toplam 113 FETÖ şüphelisiyle iletişimde bulunduğu iddia ediliyor. Sizce bu mümkün mü?

Tabii ki değil! İddianameden bir hafta önce, bu abuk iddia sosyal medyaya sızdı ya da sızdırıldı. Derhal avukatlarımızı bilgilendirdik. İtiraf edeyim, bu boyutta bir iftira beklemiyorduk. Gerçi son yaşananlara bakarsak artık her yerden, her şeyi bekleyebiliriz değil mi? Bu ByLock meselesinin gazetelerde yer almasından sonra Silivri’de herkes beni, “Oo Nazire Hanım, meğer Kadri Bey boş zamanlarında Türkiye’nin dört bir yanını arıyormuş” diye kahkahalarla karşıladı. Anlayın artık!
Eşiniz bu duruma ne dedi?
Kadri’nin de benden habersiz ilk tepkisi, “Tek bir görüşme bile yok!” olmuş. Bunu Kadri’yi ziyaret eden CHP milletvekili sevgili Utku Çakırözer’den öğrenince çok mutlu oldum. İşte ne kadar ayırsalar da kalbimiz ve beynimiz bir. Cümlelerimiz de. Onun görüşü, kendisine gelen SMS’lerden tutun da tweet’lerinin rt’lenmesine kadar her şey ilave, ki tablo da bunu gösteriyor...
Twitter takipçileri arasında bulunabilecek ByLock kullanıcısı/FETÖ şüphelisi kişilerin, eşinizin paylaşımlarını “retweet” etmiş olmalarını, savcı bir “irtibat” gibi kabul etmiş olabilir mi?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne kadar kaçarsak kaçalım bir gün kendimizi annemize benzerken buluruz! 15 Eylül 2019 | 697 Okunma Bugün vizyona giren ‘Kız Kardeşler’ filminin yönetmeni Emin Alper: Erkekler, kadınları dizginleyemediklerini anladıkları noktada onları öldürüyorlar! 13 Eylül 2019 | 242 Okunma Hepimize örnek olsun 12 Eylül 2019 | 351 Okunma Yazıklar olsun! Masum bir can daha gitti 11 Eylül 2019 | 176 Okunma Rap’çiler susmadılar! 10 Eylül 2019 | 508 Okunma