Kerimcan Kamal. Bu adamı seviyorum. Biliyorsunuz tecrübeli bir gazeteci ve televizyoncu.
Ne var ki artık mesleğini yapmıyor. Ama güzel kitaplar yazıyor. Bir tane daha yazdı. Okuması insana iyi geliyor benden söylemesi... Yakında çok âşık olduğu karısı Doğa Rutkay Kamal ikiz bebek dünyaya getirecek. Çok heyecanlılar. Allah tamamına erdirsin. Zaten güzeldiler, daha da güzel bir aile olacaklar. Ben de sordum...
- Ooo tebrikler, bir kitap daha... Geçen seferki “güzel kaybetmek”ti. Bu seferki “karşı olmak”... Kafadan giriyorum: Neye karşısın? Kime karşısın? Ve neden...
Neye mi karşıyım? Her şeye karşıyım! Dolar’a karşıyım. Hayatlarımızı, dolar sahiplerinin belirlemesine karşıyım. Kapitalizme karşıyım. Devletlerin büyüyüp, biz gerçek insanların küçülmesine karşıyım. Herkesin birbirinden nefret eder hale gelmesine karşıyım. Yeşile hasret kalmaya karşıyım. Ancak parası olanların zengin sitelerde bahçe keyfi sürerken, şehirlerin betona boğulmasına karşıyım. Sırf bizde değil, dünyanın bu zalim düzenine de karşıyım. Mesela bir yanda, “Kudüs’ü başkent yaptık” diye şarkılar söylenirken, öbür yanda çocukları öldürenlere karşıyım. Tüm adaletsizliklere karşıyım... Tecavüz sanıklarına iyi hal indirimi verilmesini anlayabiliyor muyuz? Hayvanlara işkence yapanların salıverilmesini sindirebiliyor muyuz? Daha devam edeyim mi? Vicdanıma ters gelen her şeye karşıyım!
YÜZDE 100 BİR İTİRAZ KİTABI
- Bu bir “itiraz kitabı” mı? Yani senin insanı, doğayı, ağacı, yeşili, gökyüzünü, bulutu yok sayan düzenlere itirazın var. Vicdansızlara, çıkarcılara, ikiyüzlülere... Ama zaman da böyle bir zaman! Yoksa senin “zamanın ruhu”na da mı itirazın var?