Nasıl yani? Bu, o mu? Erkeklerin korkulu rüyası... Tir tir
titredikleri kadın...
Karşısına, eski eşinin boşanma avukatı çıkmasın diye dua ettikleri
kadın...
Bütün ünlülerin avukatı!
Kâbus avukat!
Altın Mimir...
Namıdiğer ciğer sökücü!!!
Bu kadının, ülkenin en iyi boşanma avukatlarından biri olduğuna
inanmak neredeyse imkansız!
Popçu gibi duruyor. Ya da brasserie’de kadın arkadaşlarıyla salata
yiyen, gırgır şamata yapan bir Nişantaşı kadını.
Hiç ciğer söken bir hali yok.
İlk izlenim: Zeki, komik, tatlı, bilgili ve çok kendine
güvenli.
Ve hızlı...
Leb demeden leblebiyi anlıyor.
Ben, ‘ciğer sökücü’yü sevdim.
Yine de, davalık olduğum birinin avukatı olmasını istemem ama
arkadaşı olmak isterim.
Çünkü kadına, kadın gücüne, emeğine inanan biri. Çok da sıkı bir
hayat hikâyesi var. Dersimli, dokuz çocuklu bir ailenin ilk çocuğu.
Aile, erkeği bulana kadar devam etmiş,
Altın, avukat olmayı kafaya takıyor. Ama maddi imkânsızlıklardan
dolayı önce hemşirelik okuyor. Para kazanıyor, sonra hukuka devam
ediyor. Daha doğrusu geceleri hemşirelik yapıyor, gündüz
üniversiteye gidiyor. Sonra diğer kardeşlerini okutuyor. Kadın, ne
yaptıysa, ne başardıysa tırnaklarıyla kazıyarak yapıyor. Bravo ona.
Ve sonunda ‘ciğer sökücü’ oluyor.
Şimdi de faydalı bir şey yaptı.
Kadınlar için bir hak arama rehberi yazdı.