DÜN Alanya’dan, güzel sonuçlanan bir haber ilettim.
Bugün de Van’dan...
Bir sürü olumsuz haberin içinde böyle olumlu haberler insanın içine su serpiyor, mücadeleye devam etmesi için yüreklendiriyor.
Söz, cinsel istismar davalarının sıkıcı takipçisi Avukat Müjde Tozbey Erden’de...
- Van’ın Edremit ilçesinde, çocuklara cinsel istismarda bulunan o
20 yıllık öğretmen tutuklandı! Küçüklerin avukatı da sizdiniz. Biz
çok mutluyuz. Siz ne hissediyorsunuz?
- Mücadelemizin, istismarcının tutuklanmasıyla sonuçlanması bizi de
mutlu etti. Ama bu başarı, hepimizin. Öncelikle istismara maruz
kalan küçük kızların ve ailelerinin. Yanlarında duran ve gönüllü
vekilliklerini yapan Avukat Deniz Işık’ın, Van Kadın Derneği’nin,
duruşmaya katılarak destek sunan meslektaşlarımızın, kamuoyunun ve
tabii ki Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin...
- Canıgönülden hepinizi kutluyorum. Ama her dava böyle
sonuçlanmıyor. Neden?
- Çok açık ve net bir cevabı var: Düzenin kadına bakış açısı
yüzünden. İçinde olduğumuz bu düzen tarafından kadın bedeni
nesneleştiriliyor, eve kapatılıyor, dövülüyor, taciz ediliyor,
kuluçka makinesi gibi görülüyor, durmadan çocuk yapsın isteniyor.
Kısacası, sahip olunan bir meta olarak değerlendiriliyor. Çok acı
ama böyle. Kız çocukları da erken yaşta kadınlaştırıldıkları için,
bu durumdan nasiplerini alıyorlar maalesef...
- Bu sözünü ettiğiniz bakış açısından hâkimlerimiz,
savcılarımız, avukatlarımız da mı nasiplerini alıyor?
- Aynen öyle! Bu nedenle de kız çocuklarımızın cinsel olarak “beden
dokunulmazlıklarının ihlali”, bedeni, bekâreti korunduğu takdirde
önemsizleştiriliyor. “Ne var ki bunda, sadece birkaç kez dokunmuş,
ne abartıyorsun!” bakış açısı hâkim oluyor!
- Siz de bu davada, özellikle kız çocuklarının bekaretlerinin
bozulup bozulmaması arasında fark olmadığını mı vurguladınız?
- Evet. Çünkü yaşadıkları travmanın sonuçları aynı! Ayrıca cinsel
olarak beden dokunulmazlıklarının ihlalinin planlı ve devamlı oluşu
üzerinde ısrarcı olduk.
- Elinizde daha çok böyle dava var mı?
- Maalesef var!