Ve Ferzan Özpetek... ‘Özpetekyani’ dokunuşuyla yaptı yine yapacağını! Yine çok konuşulacak bir film çekti. Dünyanın her tarafında çok beğenildi, ödüller aldı, şimdi de Türkiye’de vizyonda. İtalyan eleştirmenlere göre ‘Paris’te Son Tango’dan bu yana en cesur sahne çekildi!’ Türkiye’de de şimdiden tartışma yarattı. Aynı gazetenin bir yazarı, “Bu ne ya! Resmen porno!” derken, bir kadın yazarı da, “Filme âşık oldum. Hayatımda gördüğüm en estetik sevişme sahneleri!” diye yazdı. Kimi “Başyapıt”, kimi “Usta, ben bu filmden hiçbir şey anlamadım!” diyor. Bu tartışmalar da Ferzan’ın çok hoşuna gidiyor. Gülümsüyor ve diyor ki, “E tabii ki kafaları karışacak. Tabii ki birtakım şeyler havada asılı kalacak. Çünkü hayat öyle. Bir film öyle olmuş çok mu?”
Napoli’nin Sırrı’ insanı çarpan, hüzünlendiren, düşündüren, erotik sahneleriyle şaşırtan, şok etkisi yaratan, yani bir sürü duyguyu aynı anda hissettiren bir film. Bir de meşhur bir sevişme sahnesi var. Film bu açıdan da çok tartışılacak...
Evet. İtalya’da ‘Paris’te Son Tango’dan bu yana bu kadar cesur
bir sahne çekilmedi!” diye yazılar çıktı, eleştirmenler arasında
böyle değerlendirenler oldu.
Zorlandın mı o sahneyi çekerken?
Zorlandım. Kadın başrolüm, ‘Karşı Pencere’de de oynayan Giovanna
Mezzogiorno. İtalya’nın çok büyük bir starı. Bizim Türkan
Şoray’ımız gibi. Onun 43 yaş versiyonu. Erkek başrolüm de
Alessandro Borgi. O da yeni parlayan bir star, Netflix’te bir filmi
var. Bunların ikisinin arasında çok ateşli bir şey yaşanıyor.
Aralarında da 15-16 yaş var. Kadın bir adli tıp doktoru; o kadının
bu adamla beraber olabilmesi için tamamıyla kafasının gitmesi
lazım. Yani gerçekten adamı çok arzulaması lazım. O yüzden önemli
bir sahne. İzleyiciye o tutkunun geçmesi gerekiyordu. Bir gece önce
ikisini aradım. “Yarın böyle bir şey çekeceğiz. Biraz endişeliyim.
Çünkü erotik sahneleri çekerken zorlanıyorum, utanıyorum ben. Diğer
filmlerimdeki öpüşme sahnelerinde bile çekindim. O yüzden de ne
halt edeceğiz açıkçası bilmiyorum, lütfen bana yardımcı olun!”
dedim.
AKLIMA NE GELİRSE SÖYLEDİM: ÖP, SARIL, TUT...
Ne dediler?
Güldüler. İkisi de gayet tatlı, “Sen merak etme!” deyip beni
yatıştırdı. Ben yine de önlemimi aldım. Ertesi gün sete, onlara
benzeyen iki oyuncu daha geldi.
Dublörleri mi?
Evet, Giovanna’ya benzeyen genç bir
kadının başına saç geçirmişler. Giovanna gördü, “Bu kim?” dedi.
Dedim ki “Hani zorlanırsan filan...” “Niye zorlanayım Ferzan? Neden
başkasının vücudu olsun, benim vücudum olsun! 43 yaşındayım, hem
şimdi yapmasam ne zaman yapacağım!” dedi. “Doğru, haklısın!”
dedim.
Eeee?
Ee’si biz başladık. 70 kişi filanız sette, çıt
çıkmıyor. İtalyanlar “Mezar sessizliği” der, aynen öyle. Ben
monitörde oturuyorum. İki kamerayla çekiyoruz. “Şöyle şöyle yapın!”
diyorum, ne dersem yapıyorlar. Ama ben aklıma ne gelirse
söylüyorum, “Öp, sarıl, tut, kucakla...” Mutlaka biri gülecek,
olmadık bir laf edecek diye içimden geçiriyorum. Ama ı-ıh. Dediğim
her şeyi yaptılar. Sabaha kadar da çektik. Setteki herkes yıllardır
sinemada çalışan insanlar, hepsi gelip dedi ki, “Ferzan
teşekkürler. Hayat boyu unutamayacağımız kadar estetik bir sahne
çektik!”
GİOVANNA, İTALYANLARIN TÜRKAN ŞORAY’I