Psikiyatr Gülcan Özer. Hayatı ve ilişkileri çok çok iyi okuyan bir terapist. Sohbeti güzel, kalemi güzel, kendisi güzel, gülüşü güzel, tespitleri güzel... Bayıldım. Bayıldım. Bayıldım. Canım arkadaşım ve meslek büyüğüm Neyyire Özkan'a benzettim, konuşmasından tecrübe akıyor, bilgi akıyor, yaşanmışlık, dinlemişlik akıyor.
Ama ukalalık asla değil. Samimiyetin uç noktası. Kitabının adı,
‘Herkes Kendi Hayatının Kahramanı’, mutlaka okuyun, o kadar çok şey
öğreniyor ki insan. “Evlilik, aşkı öldürür mü?” sorusuna da, “Evet,
mutlaka; aşk zaten ölür!” yanıtını veren bir terapist. Diyor ki
Gülcan Özer: “Aşk, bir duygu. Yok olur, yani ölür. Ya da evrilir.
Evrildiği halin adı da ilişkidir. Ve ilişki çok daha derin bir
hikâyedir. Aşk kendiliğinden akar, ama ilişkide çabalamamız, emek
vermemiz, bazen de omuz atmamız gerekir. Biz ilişki dediğimiz
şeyde, yolu açıyoruz, taşları temizliyoruz. Ciddi bir mesai
harcıyoruz yani, dolayısıyla çooook daha kıymetli...”
HAMİŞ: Bu kitabı yayına hazırlayan da, ilavenin yazı koordinatörü
İpek Özbey. Bu da çok iyi kitap okuyacağınızın garantisi!
Hürriyet
Fotoğraf: Fethi KARADUMAN
Tebrikler! Bütün hayatı içine soktuğunuz bir kitap yazmışsınız! Yok
yok! İki kişinin yaşayabileceği ilişkilerin tümü var. Nerden esti
bu kitabı yazmak?
-20 yıla yakın bir süredir psikoterapi yapıyorum. Bunun da 15 yılı,
çift ve ilişki görmekle geçti. Olağanüstü çok hikâye birikti. Ve
hikâyeler biriktikçe, genelgeçer doğrular azaldı...
Nasıl yani?
-Mesleğe ilk başladığım yıllarda, daha iri laflar edesim vardı.
Artık yok! Çiftler ve kurdukları ilişkiler o kadar parmak izi gibi
ki. Olağanüstü benzerlikleri ve benzemezlikleri var ama hiçbirinin
öbürüyle tamamen tastamam eş bir yanı yok.
Ne kadar önemli?