Dev markalarla çalıştı, yurtdışındaki moda haftalarında büyük övgü topladı ama çok istediği halde henüz Türkiye’den teklif almadı. Değişen güzellik anlayışının iddialı yüzü, içini Hürriyet Pazar’a döktü.
Yaşlılar gibi konuşmak istemiyorum...
Ama her şeyin başı, aile ve eğitim. Nasıl bir aileden geldiğin,
ailenin seni nasıl yetiştirdiği ve aldığın kültür, her şeyi
belirliyor.
Öykü Baştaş bu açılardan sağlam. 10 numara!
20 yaşında, dünya tatlısı bir kız.
İşini, hakkını vererek yapanlardan.
Çalışkan, disiplinli.
İçmimarlık eğitimi alan bir model. Hem de bizim ilk
uluslararası modelimiz.
Gucci ve Burberry için podyumlara çıktı. Londra ve Paris Moda
Haftaları’nda yer aldı, şimdi de New York Moda Haftası’na
hazırlanıyor. Ama Öykü Baştaş, güzel Türkiyemizde, hep çirkin diye
eleştirildi. Türk insanına, özellikle de Türk kadınına bir türlü
kendini beğendiremedi. “Nasıl olur da, o kadar güzel kız varken,
Öykü seçildi” dediler.
O ise bunlara güldü geçti.
Klasik güzellik anlayışını
yıkan biri Öykü.
Bence güzel, çok güzel.
Ama ondan daha önemlisi, çok zeki ve her şeyin
farkında.
Gelin onu yakından tanıyalım...
* Sen bu ülkenin ilk süper modelisin. Gucci, Burberry gibi markaların defilesinde yer alan ilk Türk mankenisin. Nasıl bir hikâyen var? Kimsin, nesin?
- (Gülüyor.) Modayla pek alakam yok aslında benim. Benim için sadece kendimi ifade etme biçimi... Gündelik hayatımda asla marka giymem, pahalı giysilerim yok. Pazardan giyinirim, ikinci el giyinirim. Aslında ne giydiğim çok da umurumda değil. Ama model olmak ve bu şekilde dünyayı dolaşmak, çocukluk hayalimdi. Farklı yüzler arayan bir ajansın ilanını gördüm. Başvurdum...
* Dur dur, en baştan anlat...
- Çocukluğum Büyükçekmece’de, bahçeli, mutlu bir evde geçti. Doğayla iç içe... Üçüzüz biz. Harika bir çocukluğumuz oldu. Üç köpeğimiz, dört kedimiz vardı. Kendimi bildim bileli ata bindim.
* Anne-baba?