Tek ben miyim böyle düşünen bilmiyorum ama son zamanlarda doğru ve yanlışlar birbirine fazla karışmış durumda.
15 Temmuz’un üzerinden geçen bir yılın sonunda her gün ummadığım isimlerin FETÖ ile ilişkisinin çıkmasından yoruldum vallahi.
Havuz hesabına döndü bu iş. Kimin ne ilgisi varsa Allah rızası için açıklasın da rahatlayalım yahu. Görüldüğü üzere hiçbir şey saklı kalmıyor “Ben yanarsam seni de yakarım” hesabı dönüyor ortalıkta. En azından kendiniz söyleyin de milletin kalbindeki yerinizi koruyun. Darbeye destek vermediği sürece kimse geçmiş ilişkilerden sorumlu tutulamaz.
İş o kadar kafa karışıklığına ve güven bunalımına yol açıyor ki, artık mahkemede verilen “Evet darbeciyim veya FETÖ’cüyüm” ifadeleri bile sempatik gelmeye başladı.
15 Temmuz kutlamaları görkemli ve coşkuluydu. Eksik olan tek şey geçen yılki hesapsız kitapsız sokağa çıkan insanların samimiyetiydi. Partili partisiz herkesi tek yürek meydanlarda toplayan darbe girişimi bu yıl daha çok bir Ak Parti ve Cumhurbaşkanını destekleme mitingine dönüştü. Adeta yeni Türkiye’nin kurtuluşu gibi bir algının oluşmasına hükümet de Tayyip Bey de izin vermemeli. 15 Temmuz kutlamalarındaki çeşitliliği Resmî Bayramlarımızda da oluşturmadıkça ayrışacağız. Bu hususta iktidarı sorumluluğa davet ediyorum. Kimseyi küstürmeden ve yalnızlaştırmadan birlik olabiliriz. Bu yalnızlaşma, küstürme veya ötekileşmelerin nedenlerinden biri de diğer resmî günlerin yıldönümlerinde benzer organizasyonların yapılmaması ve geçiştirilmesi.